Zeitgeist The Movie (Film) Peter Joseph tarafından hazırlanmış bir belgeseldir. Zeitgeist, Din, 11 Eylül saldırısını, Fedaral Bankasını ve bir çok yalanları ve bu konulara benzeyen bilgileri kapsıyor.
Google Video'da 26 Haziran 2007 de bedava İnternet'te yayınlanmış ve Google Videolarının arasında en çok izlenen video arasına girmiştir. Film çok dile çevirildi ve Google Videodan ve BitTorrentdan dağılmaya başladı. Zeitgeist 2007 Hollywood CA Dördüncü Belgesel Ödüllerin'de en iyi Belgesel olarak üst ödülü aldı. Zeitgeist The Movie'nin davamı olarak Zeitgeist Addendum (ilave edilecek sözler)
3 Ekim 2008 bedava internette yayınlandı. Hala farklı dillere çevirilmektedir
.
Zietgeist The Movie Google Video'da nerdeyse 6 milyon kere izlenilmiştir. Hergün 40,000 yeni kişi bu filmi internette izlemektedir. Yayınlandığından beri düşündürme amacı olan bu farklı belgesel şaşırtıcı ve karışık tepkiler almasına rahmen, farklı ülkelerdeki toplulukların düşüncelerini ve inaçlarını, sorgulamasını sağlayan bir belgeseldir.

Bu film hakkın'da düşündükleriniz sizin özgürlüğünüzdür. Ben 'SIRF' Zeitgeisti sizinle paylaşmak istedim..Gerisini siz belirleyeceksiniz, kendinizce....ÖZGÜRCE..


Zeitgeist Filminden

Düşündüklerimizi, anladıklarımızı, nereden geldiğimizi ve bundan sonra ne yapacağımızı daha derin araştırdıkça bize ne kadar çok yalan söylendiğini göreceksiniz.


Dünyadaki her kurum tarafından kandırıldık.
Bir dakika durun ve dini kurumların neden bu dünya üzerinde işlerine karışılmayan tek kurum olduklarını düşünün. Dini kurumlar dünyadaki pisliğin merkezidir.
Dini kurumların hepsi. Devletinizi ve hükümetinizi kuran, size bu yozlaşmış eğitim sistemini getiren ve uluslararası banka kartellerini kuran bir avuç insan tarafından oluşturuldu.

Çünkü siz ve aileniz, efendilerinizin umrunda değilsiniz! Onların umursadıkları tek şey her zaman olduğu gibi sadece bu koca dünyaya hükmetmek.

Bizler, gerçeklerden uzaklaştırılıp evrendeki ilahi bir gücün varlığına, Tanrı denen adama inandırıldık.
Tanrının ne olduğunu bilmiyorum ama ne olmadığını biliyorum.


Kendinizi gerçeği görmek için hazırlayıp, sonu nereye varırsa varsın, ucu kime dokunursa dokunsun, gerçekten madalyonun öteki yüzüne bakmak isterseniz, yolun bir yerinde ilahi adalete kafa tuttuğunuzu fark edersiniz.

Kendinizi ne kadar çok eğitirseniz, çevrenizdeki olayları o kadar iyi kavrarsınız. Herşey daha açık gözükür ve etrafınızdaki yalanları görmeye başlarsınız. Gerçeği bilmeniz gerekiyor, gerçeği ARAMANIZ gerekiyor.Gerçek, sizi özgür kılacak.

Gerçeği otorite olarak kabul etmek yerine
otoriteyi gerçek kabul edenler için bu çok zor olmalı.
G.Massey (Mısır Bilimci)


Artık bazılarımızın bu gerçeğe uyanmasının vakti geldi.Anlamanız gereken şey, imparatorluklar kurmak isteyen bazı insanlar, feth etmeye çalıştıkları insanları yönlendirerek hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar.
Kendi kendinize, neden tüm insanlık baştan aşağı dev bir medya kağıtla kuşatılmış diye sorabilirsiniz.
Ya da A.B.D hükümeti, devlet okulları sistemini finanse etmeye başladığından beri neden Amerikan eğitim sisteminin giderek kalitesizleştiğini düşünebilirsiniz.


A.B.D hükümeti, elde etmek istediği kadar ödüyor.Devletin finanse ettiği eğitim kurumalarına baktığınızda
ve bu eğitim kurumlarında eğitilen öğrencileri, onlara verilen eğitimi gördüğümüzde, mantığımız kavrıyor ki bu okullarda devre dışı bırakılanlar her neyse eyaletin ve federal hükümetin işine gelmiyor, zaten bu yüzden ki değiştiriyorlar.

Devlet ne sipariş ediyorsa onu elde ediyor. Çocuklarınızın eğitilmesini istemiyorlar. Çok fazla düşünmenizi istemiyorlar. Bu yüzden Abd ve tüm dünya gün geçtikçe eğlenceyle, medyayla, televizyon programlarıyla, lunaparklarla, uyuşturucuyla, alkolle ve aktivitelerin her çeşidiyle dolu hale geldi. İnsanların zihnini meşgul tutmak için.

Yani çok fazla düşünmeniz, önemli insanların işine gelmiyor. Uyanmanız ve anlamanız
gerek ki; hayatınızı yönlendiren insanlar var ve siz bunun farkında bile değilsiniz.

***********************************************

Başımız belada!
Çünkü siz ve diğer 62 milyon amerikalı şu an beni dinliyor. Çünkü %3'ten daha azınız kitap okuyor.
Çünkü %15'ten daha azınız gazete okuyor. Çünkü sizin tek gerçeğiniz bu televizyon ekranında gördükleriniz.
Şu an dışarda, bu ekranda gördükleri haricinde hiç bir şey bilmeyen koskoca bir nesil yaşıyor.
Bu ekran ilahi bir vahiy gibi.
Bu ekran başkanlar, papalar, başbakanlar yaratıyor ya da yok ediyor.
Bu ekran, bu inançsız dünyadaki en muhteşem lanet olası güç, ve eğer yanlış ellere geçerse de olacakların tek sorumlusu biziz, ve bu inançsız dünyaki en büyük şirket,
en muhteşem lanet olası propaganda, gücünü kontrol ettiğinde, bu ekranda gerçek diye ne
bok sunulacağını kim bilebilir!

Şimdi beni dinleyin... Beni dinleyin...
Televizyon gerçek değildir. Televizyon lanet olası bir lunaparktır. Televizyon bir sirktir, bir karnavaldır, gezici akrobatlar takımıdır, masalcılardır, dansçılardır, şarkıcılardır, hokkabazlardır, aslan terbiyecileridir ve futbolculardır. Biz eğlence dünyasındayız.

Ama sizler, sabahtan akşama kadar, her yaştan, her renkten, her dinden insan bu lanet televizyonun başına oturuyorsunuz. Bildiğiniz tek şey biziz.
Burada döndürdüğümüz ilizyonlara inanmaya başladınız, ve televizyondakilerin gerçek, kendi hayatlarınızın ise hayali olduğunu düşünmeye başladınız.

Televizyon ne derse onu yapıyorsunuz.Onun gösterdiği gibi giyiniyorsunuz, onun gösterdiklerini yiyorsunuz.

Çocuklarınızı onun dediği gibi yetiştiriyorsunuz, hatta onun istediği gibi düşünüyorsunuz...
Bu tamamen saçmalık! Tanrı aşkına, sizler gerçeksiniz, hayali olan biziz!

Perdenin arkasındaki adamların istediği en son şey, bilinçlenmiş ve düşünme yetisine sahip bir toplum.
Bu yüzden ki sürekli olarak düzmece bir yaşam, din, medya ve eğitim yoluyla bizlere sunuluyor.
İlginizi dağıtmak ve sizi herşeyden habersiz bırakmak istiyorlar.

Ve gerçekten de bu işi iyi yapıyorlar.

***********************************************

N. Rockefeller ve Aaron Russo'nun diyaloğu....

N. Rockefeller: Bir olay olacak Aaron ve o olaydan sonra Afganistan'a gireceğiz. Bu sayede Hazar Denizi'ne boru hattı döşeyebileceğiz. Irak'a girip oradaki petrolü alacağız ve orta doğuda bir üs inşaa edeceğiz ve oradan da Venezuella'ya gidip Chavez'den kurtulacağız. İlk ikisini bitirdiler ama Chavez'i daha bitirmediler, ve şöyle devam etti: "Asla bulamayacakları biri için, mağaraları araştıran adamlar göreceksin."
Teröre karşı verdiğimiz savaş ve aslında gerçek bir düşman olmaması konusunda konuşup gülüyordu.
Bu savaşın nasıl asla kazanılamayacak bir savaş haline getirildiğini anlatıyordı.
Bunun sonu olmayan bir savaş olduğunu, bu şekilde insanların özgürlüklerinin ellerinden alındığını söylüyordu.

Aaron
"İnsanları bu savaşın gerçek oluğuna nasıl inandıracaksınız?"

N.Rockefeller
"Medyayla... Medya herkesi bunun gerçek olduğuna inandırabilir." dedi.
"Bir şeyler hakkında konuşmaya devam edersen ve aynı şeyleri tekrar tekrar söylersen, insanlar sonunda buna inanacaktır." dedi.


Biliyorsunuz, 1913 yılında Federal Rezerv'i yalanlarla kurdular. Sonra 11 Eylül'ü yarattılar, ki bu başka bir yalandı. 11 Eylül sayesinde teröre karşı savaş başladı ve birden Irak'a gittik. Bu da başka bir yalandı, ve şimdi de aynı şeyi İran'a yapacaklar. Oradan oraya, oradan oraya, oradan da oraya geçip duruyorlar.

Aaron
"Bunu neden yapıyorsunu? Buradaki amaç ne? Buradaki bütün paraya sahipsiniz; hem de istemeyeceğiniz kadar, bütün güce sahipsiniz. İnsanların canını yakıyorsunuz. Bu kötü birşey.

N.R
"İnsanları neden umursuyorsun ki?"
Kendini ve aileni düşün yeter.

Aaron
Tamam da asıl amaç ne?

Şöyle dedi N.R
Asıl amaç dünyadaki herkes çip takmak, RFID çipi yerleştirmek. (inplant çip)

***********************************************

Perdenin arkasındakiler bunu biliyorlar. Ayrıca biliyorlar ki, eğer insanlar doğaya bağlı oldukları gerçeğini anlarlarsa ve içlerindeki gücün farkına varırlarsa... Yarattıkları ve soyup soğana çevirdikleri tüm bu Zeitgeist (Yalan Dünya), kağıttan evler gibi yıkılacak.

İçinde yaşadığımız bu sistem, bizim güçsüz olduğumuzu, zayıf olduğumuzu, toplumun kötü olduğunu suç içinde yüzdüğünü dayatır durur.

Hepsi büyük bir yalan!

Biz güçlüyüz, güzeliz, harikuladeyiz.
Gerçekte kim olduğumuzu ve nereye gittiğimizi anlamamamız için hiç bir neden yok.
Sıradan bir birey, güçlü olamaz diye bir şey yok.
Bizler inanılmaz güçlü varlıklarız.

Bizlere, kültürümüzde, bireysel farklılıkların karşısında durmayı öğrettiler hep. Bir insana
bakıyoruz ve ona hemen bir yafta yapıştırıyoruz. Neşeli, aptal, yaşlı, genç, zengin, fakir, dinsiz, milliyetci, terorist versaye...
Ve bu ayrımı yaptıktan sonra, onları kategorilere ayırıyoruz.Ve o şekilde davranıyoruz.
Ve sonra baktığımızda, sadace ayırdığımız şekilde duran, bizden ayrı bir çok insan görüyoruz.
Gerçeği anlamanın en dramatik yönlerinden biri de, başka bir insanlar bir şeyler paylaşmak ve ansızın ortak yönlerinizin olduğunu görmek, sizden farklı olmadığını anlamaktır.

Anlamanız gereken gerçek, senin içindeki cevher de, benim içimdeki cevher de aynı, tek anlamamız gereken, bir başkası yok.

Misal...
Ben Richard Albert olarak doğmadım. Ben sadece bir
insan olarak doğdum ve bütün bu.
"Ben kimim?" , "iyi miyim, kötü müyüm?" , "Başarabilir miyim?, Başaramaz mıyım?" ...safhasını sonradan öğrendim.

Hepsi bu yolculuk boyunca öğrenildi.

Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiğinde,
dünya barışı tanıyacak.
(Sri Chinmoy Ghose [Hint Şair]

Ne ırkçılık, ne cinsel ve dinsel istismar ne de aşırı milliyetçi hareket eskisi gibi işlememeye başladı.
Dünya tek bir organizma olarak gören yeni bir bilinç gelişti. Ve bu bilinç farketti ki, savaş içindeki bir organizma kendini yok eder.

***********************************************

Bill Hicks eskiden şovlarını şöyle bitirirdi...


Hayat, lunaparkta bir gezinti gibidir.
Ve gezintiye başladığında onun gerçek olduğunu düşünürsün, çünkü zihinlerimiz bu kadar güçlüdür.
Gezinti bir yukarı, bir aşağı devam eder, döner, döner... Seni heyecanlandırır, ürpertir ve parlak renklerle doludur. Ve bir süre çok gürültülü ve çok eğlenceli olur.
Bu gezintide uzun süre kalanlar sorular sormaya başlarlar.

Bu gerçek mi? Yoksa sadece bir gezinti mi?

Ve aradan cevabı hatırlayan insanlar geriye dönüp şöyle derler.
'Hey, merak etme, korkma sakın. Çünkü bu sadece bir gezinti, ve biz bu insanları öldürdük.
Sussun! Susturun şunu. Ben bu gezintiye çok yatırım yaptım!
Şu çatılmış kaşlarıma bakın
Şu büyük banka hesabıma bakın
Bunlar gerçek olmalı.

Bu sadece bir gezinti. Ama bunu bize anlatmaya çalışan bütün iyi adamları öldürdük. Hiç farkettiniz mi bunu? Ve şeytanın fitne tohumları ekmesine izin verdik.

Ama önemli değil, çünkü bu sadece bir gezinti.
VE BUNU İSTEDİĞİNİZ ZAMAN DEĞİŞTİREBİLİRSİNİZ.
Çabalamadan, çalışmadan para kazanmadan.
BU SADECE BİR SEÇİM MESELESİ.

Korku ve sevgi arasında.

Devrim, şimdi başlıyor.


(The Revulotion is now!)

Zeitgeist Addendum Filminden

Birleşmeyi isteme zamanıdır, demode sosyal sistemimiz çökmüştür , herkesin değerli olduğu ve gerçekten özgür olduğu düzgün ve global toplumu yaratmak için birlikte çalışmalıyız.
Sahsi inanışlarınız , her ne olursa olsun hayatın gereksinimlerine gelince anlamsızdır,
her insan çıplak olarak doğar ısınmaya,yemeye,suya ,barınmaya ihtiyaç duyar.
Geri kalan herşey destektir.
Elimizdeki en önemli konu dünya kaynaklarının akıllı idaresidir.
Bu para sistemi ile asla sağlanamaz çünkü çıkar amacı gütmek bencillik gütmektir, bu nedenle de eşitsizlik ,dengesizlik tabiatında vardır aynı zamanda ,politikacılarda kullanışsızdır.
Bizim hayat dair gerçek sorunlarımız tekniktir politik değildir ayrıca,ideolojiler insanlığı parçalar,
din gibi.
Toplumda güçlü bir yansıma gerekir, değerine amacına ve sosyal uygunluk için
ümit vadeden ,zamanla din materyalizmini ve hurafelerini kaybedecek ve felsefe alanında yerini alacaktır.
Gerçek şu ki bugün toplum geri kalmıştır, yaratıcılık,birleşme ve ilerleme yerine sürekli savunma ve güvenlikten bahseden politikacılarla geri kalmıştır.
Bugün sadece ABD savunma için yıllık 500 milyar dolar harcıyor, bu Amerika’daki her lise öğrencisini 4 yıllık bir koleje göndermeye yeter.
1940'larda Manhattan projesi kitle imha silahlarının ilkini üretti, bu programda 130.000 insan görev aldı ve inanılmaz para harcandı.
O bilim adamı grubu insanları öldürme yolları yerine, kendi kedini geçindiren bolluk içinde bir dünya yaratmak için çalışsaydı, hayatlarımızın bugün nasıl olabileceğini bir hayal edin, amaçları bu olsaydı bugün hayat çok çok farklı olurdu, kitle imha silahları yerine daha güçlü birşeyi ortaya çıkarma zamanıdır.
Kitle yaratma silahları, bizim asıl tanrısallığımız yaratabilme kabiliyetimizdir.
Yaşamın simbiyotik bağlantılarını anlayarak güçlenip, gerçeklerin meydana gelmiş tabiatını rehber aldıktan sonra yapamayacağımız veya başaramayacağımız hiçbir şey yoktur.
Tabi ki , değişmeyi rededecek kurulu düzenin değişik çeşitleriyle yüzleşeceğiz.
Bu düzenin kalbinde para sistemi vardır, önceden açıklandığı gibi ,fraksiyonel rezerv politikası
borçla oluşturulmuş kölelik çeşididir, toplum bu şekilde özgür olamaz.
Sırayla ,serbest ticaretin formu olan serbest pazar kapitalizmi, dünyayı mahkum etmek ve ülkeleri yönetmek için borcu kullanıyor.


Bir avuç geniş iş ve politika gücüne hizmet ediliyor.
Gözle görülen bu ahlaksızlıklar bir yana, sistem kendisi rekabete dayalıdır bu nedenle muhtemelen çok büyük oranda genelin hayrına olan işbirliklerini derhal imha eder bu nedenle gerçek bir global yapılanmaya her kalkışma engellenir. Bu finansal ve şirketsel yapılar artık demodedir ve ortadan kalkmalıdır.
Tabiki finansal elitlerin bu fikre katılacağını sanacak kadar saf değiliz, güç ve kontrollerini kaybederler.
Barışçıl ve stratejik bir eylem başlamalıdır. Hareketin en güçlü planı basittir.
Gçlü yapılanmaları insanların lehine hareket etmeye zorlamak için davranışlarımızı değiştirmeliyiz
Sstemi desteklemeyi bırakmalıyız bu düzenin değişmesinin tek yolu, bitmeyen bu kusurların ve ahlaksızlığın farkında olup, bunun bir parçası olmayı reddetmemizdir.
Onlar para sistemini bırakmayacaklardır, bizim önerdiğimiz tasarımlardan dolayı.
Sistem çökmek zorundadır ve insanlar seçilmiş liderlerine olan inançlarından vazgeçmelidir.
Ana değişim noktası olacaktır, eğer venüs projesi ana alternatif olarak seçilirse olmazsa ,sonuçlarından korkuyorum, istatistikler ülkemizin iflas ettiğini gösteriyor muhtemelen olacak şey ülkemiz askeri bir diktatörlüğe gidecek, isyanları engelleyebilmek ve sosyal çökertmeyi tamamlamak için.
ABD çökerse, diğer tüm kültürler de benzer şeylerle karşılaşır şimdilerde dünyanın finans sistemi gelirin düşmesinden dolayı uçurumun eşiğindedir.
2003'de piyasa uzmanlarının belirttiği, ABD ulusal borcunun üzerindeki faiz, 10 yıl içinde altından kalkılamayacak hale gelecek. Bu teorik olarak ABD ekonomisinin iflası anlamına gelir, bunun dünyaya yansıması çok büyük çapta olur. Fraksiyonel rezerv bazlı para sistemi genişlemesinin teorik limitlerine ulaşıyor ve bu aralar gördüğünüz banka iflasları sadece başlangıçtır. Bu nedenle enflasyon alıp başını gitmiştir. Borcumuz rekor seviyelerdedir ve hükümet ve FED yeni para basmaktadır.
Imtiyazlar tanıyarak yozlaşmış sistemi iflastan kurtarma çabası, bankaların hayatta kalmasını sağlamanın tek yolu, daha fazla para yapmaktır. daha fazla para yapmanın tek yoluysa, daha fazla borç ve enflasyon yaratmaktır. Iflasların başlaması sadece an meselesidir.
Kimse yeni krediler istemiyor zaten halihazırdakiler insanlar için baş edilmesi imkansız krediler
paranın genişlemesi duracaktır ve daha önce görmediğimiz derecede bir küçülme başlayacaktır.
Bir yüzyıl süren piramid şemanın sonu zaten başladı bu nedenle bu finansal batışın suçlularını ortaya koymalıyız, bu zayıflığı avantajımıza çevirmeliyiz.